Sevgili çocuk:

Öncelikle, en içten tebriklerimi kabul et! Sınavdan başarıyla geçtin ve bu şüphesiz önemli bir dönüm noktası. Üç yılı sağlıklı ve güvenli bir şekilde tamamlamak başlı başına bir zaferdir. Hangi üniversiteye kabul edildiğin en önemli şey değil. Bu hayat aşamasının görevini tamamladın ve bunu çok iyi bir şekilde başardın, ailemize yeni bir tarih yarattın; bu ne kadar kutlanacak bir şey!

Geçen yılın sonunu hatırlıyorum, 2025'in yaklaştığını söylediğinde sesinde bir huzursuzluk vardı. O zaman sana, endişelenmene gerek yok, çok fazla çaba sarfettin dedim. Sınav sonuçları ne olursa olsun, sen her zaman en sevdiğim oğulsun. Tek fark, üniversite hayatına nerede başlayacağındır. 6 Haziran'ın gelmesinden korkmamalıyız, aksine, bu günün bir an önce gelmesini ve sürecin hızlıca sona ermesini umuyorum.

Bir zamanlar dondurulmuş bir çocukken, şimdi düşünceli, bilgili ve kültürlü bir lise mezunu oldun ve üniversite kapılarını aralamaya hazırlanıyorsun. Aldığın temel eğitim, aile eğitimi ve sahip olduğun sosyal deneyimlerin yanı sıra, kişisel azmin, sana disiplin, girişimcilik, dayanıklılık, dürüstlük, samimiyet, sorumluluk ve güvenilirlik gibi değerli nitelikler kazandırdı. İnsanlığın çoğu alanındaki temel bilgileri edindin, keskin bir zekaya ve sağlıklı bir bedene sahipsin.

Yeni yılın başlangıcında, ofisime oturmuş, geçmişi gözden geçiriyor ve geleceği düşünüyorum. Bir baba olarak, bir lise öğrencisinin karşılaştığı zorlukları ve belirsizlikleri bizzat gözlemledim; bir eğitimci olarak da şunu düşünüyorum: Not yarışmasında başarı elde eden öğrenciler, nasıl gerçek anlamda toplumun ve geleceğin ihtiyaç duyduğu bireyler haline gelebilirler, bu hayatta nasıl bağımsız ve mutlu bir şekilde yaşayabilirler? Sonuçta, güzel bir üniversite hayatı sürmek ve gelecekteki yaşam yolunu doğru bir şekilde yürümek için, hayata bakış açısı ve değerler son derece önemlidir.