Son günlerde, Amerikan hükümeti Beyaz Saray'da önemli bir yasa imza töreni gerçekleştirdi ve bu, Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk stablecoin federal düzenleme yasasının resmi olarak onaylandığını gösteriyor. Yasanın temel içeriği, stablecoin üreticilerinin %100 rezerv ile desteklenmesi gerektiğini ve rezervlerin yalnızca ABD doları nakit veya kısa vadeli Amerikan hazine bonoları olabileceğini talep etmektedir. Ayrıca, yasa algoritmik stablecoinlerin üretimini de tamamen yasaklamaktadır.

Şeffaflığı artırmak için, stablecoin üretim kuruluşları her ay rezerv varlıklarının ayrıntılı bilgilerini yayınlamak ve üçüncü taraf denetimini kabul etmek zorundadır. Aynı zamanda, yasa bir lisans yönetim sistemi getirmekte, federal veya eyalet lisansı almamış kuruluşların stablecoin üretiminde bulunmaları yasaklanmakta ve eyalet lisansı ile üretim hacmi sınırı 1 milyar dolar olarak belirlenmektedir.

ABD Hazine Bakanlığı, bu yasanın stratejik amacının stablecoin aracılığıyla doların kullanımını genişletmek ve dolayısıyla ABD devlet tahvillerine olan talebi dolaylı olarak artırmak olduğunu açıkça belirtti. Bu düzenleyici çerçevenin hayata geçmesiyle birlikte, Wall Street'teki finansal kurumlar da kripto para alanındaki yatırımlarını hızlandırdı.

Örneğin, JPMorgan, Base ağı üzerinde bir depozito token'ı pilot projesi başlattı, Bank of America, kripto ödeme sistemleri üzerinde çalıştığını duyurdu ve Standard Chartered, spot ticaret ve saklama hizmetlerini genişletiyor. Dikkat çekici bir şekilde, Visa şirketi, stabilcoin'lerin bir çeyrek içinde işlem hacminin %240 arttığını bildirdi ve bu da stabilcoin'lerin ödeme alanındaki büyük potansiyelini gösteriyor.

Pazarın dikkati şu anda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yaklaşık 8.9 trilyon dolarlık emeklilik fonlarının (401k) kripto para piyasasına girip girmeyeceğine odaklandı. Analistler, bu fonların %10'unun kripto varlıklara tahsis edilmesi durumunda, piyasaya yaklaşık 870 milyar dolarlık yeni fon girişi olacağını tahmin ediyor; bu da mevcut kripto para piyasası toplam piyasa değerinin %22'sine denk geliyor.

Bu bağlamda, yatırım fırsatları esasen üç yönde yoğunlaşmaktadır: Öncelikle, uyumlu stablecoin lideri USDC, rezerv şeffaflığı avantajı sayesinde USDT'den pazar payı kapmayı umuyor; ikincisi, Coinbase gibi önde gelen borsalar ve Goldman Sachs, New York Mellon Bankası gibi saklama kurumları, kurumsal fonların kripto pazara girmesi için ana kanallar haline gelebilir; son olarak, Bitcoin ve Ethereum, ETF fonlarının sürekli akışından faydalanması bekleniyor, örneğin BlackRock'ın Bitcoin ETF'si yalnızca bir hafta içinde 1.76 milyar dolar fon çekti.

Bu gelişmeler, kripto para piyasasının giderek daha düzenli ve kurumsal hale geldiğini göstermektedir; bu durum, piyasanın istikrarını ve güvenilirliğini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda geleneksel finans kurumları ve yatırımcıların kripto varlık piyasasına katılmaları için daha net bir çerçeve ve fırsatlar sunmaktadır.