U Kartının Sınırlamaları ve Şifreleme Ödemelerinin Gelecek Gelişme Yönü

Mevcut ödeme alanı bir dönüşüm aşamasındadır. Mevcut ürünlerin tasarımında ve deneyiminde bazı iyileştirmeler yapılmış olsa da, tam bir Web3 ödeme çerçevesi oluşturma konusunda hala mesafe vardır. Bu henüz şekillenmemiş durum, piyasanın dikkatini çeken unsurlardan biri haline gelmiştir.

U Kart, şifreleme ödemelerinin en son biçimi olarak, esasen bir geçiş mekanizmasıdır. Zincir üzerindeki hesap ile stabilcoin bakiyesini bağlayarak, çevrimdışı harcama arayüzleriyle birleştirerek Web2 ve Web3 varlık mantığının birleşimini gerçekleştirmiştir. U Kart'ın hızlı bir şekilde dikkat çekmesinin bir yanı, kullanıcıların zincir üzerindeki varlıkları günlük kullanım beklentisinden kaynaklanırken, diğer yanı da stabilcoinlerin perakende ve yerel ödeme alanlarına genişlemeye çalıştığını yansıtmaktadır.

Ancak, U Kart'ın işletim modeli geleneksel finansal sistemin iznine yüksek derecede bağımlıdır ve uzun vadeli sürdürülebilirlik göstermekte zorluk çekmektedir. Bu, istikrarlı bir kâr elde eden bir iş modeli değil, sadece dış izinlere bağımlı bir hizmet biçimidir. Proje sahipleri, likidite sağlamak için çok katmanlı finansal aracılara bağımlı kalmakta ve kendileri zincirin sonundaki uygulayıcılardır. Daha büyük bir zorluk, işletme maliyetlerinin son derece yüksek olmasıdır; bu aslında bir zarar eden iş modelidir.

Borsa geçmişi olmayan veya birinci sınıf ihraççı desteği bulunmayan projelerin, sübvanse ve ölçek etkisi ile sürdürülebilir bir U kart projesi oluşturması son derece zordur. Bu durumu değiştirmek için proje sahipleri ya hesap sistemine katılmalı ve ekosistem bağlayıcısı olmalı ya da stabil coin yasası tamalandıktan sonra kendi yollarını çizmeyi beklemelidir.

Şifreleme ödemelerin temel zorluğu, geleneksel finansal uzlaşma sistemindedir. Pazar, şifreleme ödemelerin tanımı konusunda farklı görüşlere sahiptir; bazıları günlük ödeme alışkanlıklarını taklit etmeyi savunurken, diğerleri anonim ağlarda yeni anlamlar aramaktadır. İkinci görüş, ödemenin anlamının akışta olduğunu ve uzlaşmada değil, bu bakış açısı blockchain ekosisteminde hızlı bir şekilde gelişmektedir.

Yeraltı döviz bürolarını örnek alırsak, güven ve varlık döngüsü üzerine kurulu bir dijital ekosistem inşa ettiler. Bu model, sosyal ağlar ve güven mekanizmalarına dayanıyor; ödemeler artık bire bir ilişkiler değil, sürekli bir akış biçiminde. Fon akışları sadece ödeme yapmak için değil, aynı zamanda güven kazanmak için de.

Ancak, bu kapalı ekosistem yapısı bazı gri fon akış sorunlarını çözmesine rağmen, şifreleme ödemelerini ana akım haline getirememiştir. Aksine, dolar stabilcoin'leri üzerine kurulu ve uyumlu bir ağdan faydalanan zincir üstü hesaplaşma sistemi, kullanıcı tarafına doğru yavaş yavaş yaklaşmaktadır.

Yer altı döviz bürosu tarzında bir zincir üstü yapı çoktan var, özellikle Tron ağı üzerinde. Ancak bu model sıradan kullanıcılar için tasarlanmamış, izlenemeyen ödemelere ihtiyaç duyan azınlık gruplarına hizmet etmektedir. Küresel olarak ölçeklenebilir bir altyapıya dönüştürülmesi zor ve mevcut takas sistemleri ile entegre olamaz.

Web3 ödemelerini kenardan ana akıma taşımada gerçek itici güç, ABD'nin stabilcoin ödeme ağına yönelik politika desteğidir. İlgili yasaların ilerlemesiyle, stabilcoin'ler stratejik ödeme altyapısı konumuna getirilmiştir. Fintech şirketleri, dolar stabilcoin'inin uluslararası hesaplaşma, satıcı tahsilatı gibi alanlarda kullanımını aktif olarak teşvik etmektedir.

Gelecekteki şifreleme ödemeleri, geleneksel finansla tamamen entegre bir sistem olacak. Bu, dolar stabilcoinleri ve uyumlu ödeme kanalları temelinde inşa edilecek, merkeziyetsizliğin açıklığını korurken mevcut fiat para sisteminin güven temelinden yararlanacak. Bu sistem, kimlik soyutlamasını vurgulamakta ancak düzenleyicilerden kaçmamaktadır; kullanıcı niyetlerini birleştirmekte ancak yasal sınırların dışına çıkmamaktadır.

Şifreleme ödemelerin bir sonraki aşaması ışık gibi olmalı, kaynakları birleştirip net tutabilmeli, yutmak yerine ön yolu aydınlatmaya odaklanmalıdır.